Çevre kirliliğinin
doruğa ulaşmasında 19. yüzyıldaki Sanayi Devrimi'nin büyük etkisi olduğu
doğrudur. Fakat çevre kirliliğinin bu tarihte başladığını zannetmek büyük bir
hatadır. Çevre kirliliği çok eski çağlardan beri vardır. Fakat çevre biliminin
ve ciddi bir ekolojik bilincin oluşması yenidir. örneğin ormanların bilerek
yakılması insanoğlunun çevreye çağlar boyunca verdiği zararın bir örneğidir.
Orman yangını, çağlar öncesinde insanların sık sık yakalandığı sinüzit ve antrakoz
(akciğerlerde siyahlaşma) gibi hastalıkların başlıca nedenidir. Fakat bunu
yapan insanların, bu hastalıkların sebebinin, doğaya kendi elleriyle verdikleri
zararlar olduğunu anladıklarını hiç sanmıyoruz.
Günümüzde de durum pek parlak değildir. Belki böyle toplu ölümlere rastlanmıyor ama Dünya Sağlık Örgütü'nün açıklamalarına göre bir milyarı aşkın insan hava kirliliğinin doğrudan tehdidi altındadır. Yıllarca toplanan çöplerin denizlere dökülmesi sonucunda bu pislikten geçmişte ne kadar insanın zarar gördüğünü tespit etmek ise mümkün değildir. Üstelik günümüzde de denizlere çöp dökülmesi şeklindeki uygulama tamamen terkedilmiş değildir. Gerek deniz altı canlılarını öldüren, gerekse bunların vücutlarında zararlı maddeler birikmesine yol açan deniz kirliliği, sonuçta yine insanoğluna zarar vermektedir. Günümüzde, sayamadığımız tüm bu kirliliklerin kanser gibi birçok hastalıkta önemli etkisi olduğu kabul edilmektedir.
Görüldüğü
gibi insanlık tarihinde insanoğlunun en büyük düşmanlarından biri çevre
kirliliğidir. Kendi ellerimizle yaptıklarımızı –tüm insanlık olarak ne kadar
düzeltirsek başımıza gelmesi olası felaketlerden o derece sakınmış olacağız. Bu
yüzden ekolojik dengenin sağlanmasına çabalayan tüm kişi ve kuruluşlara bir
şekilde destek vermemizin çok isabetli olacağı kanaatindeyim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder